Kayıp ve Yas

Ölüm geri döndürülemez olduğundan kişi için en acı kayıp şeklidir. Beklendik de olsa sevilen kişinin kaybı çaresizlik, suçluluk, inkâr, korku, şaşkınlık ve öfke gibi duygular ortaya çıkarabilir; yaşamın anlamsızlığı ve boşluk düşüncelerine sebep olabilir. Kayıp karşısında verilen yas tepkisi, kişinin yaşamının her alanını ilgilendiren çok boyutlu bir süreçtir ve doğal bir tepkidir.
Kişilerin yas tepkileri yas tutan kişinin kişilik tipine, ölen kişi ile ilişkisinin niteliğine, ölüm şekline, sosyal desteğe, geçmiş kayıpların varlığına ve yas sürecinde oluşan sıkıntılara göre değişmekle birlikte kişiler yas sürecini belirli evrelerle tamamlarlar:
• Kaybedilen kişinin öldüğü ve geri dönmeyeceği gerçeğiyle yüzleşmesini içeren, kişinin bilişsel olarak ölümü kabul etse de duygusal olarak içselleştirmenin zaman alacağı kaybın gerçekliğini kabul etme süreci.
• Kayıp ile ortaya çıkan acıyı kabullenmenin önemli olduğu yas ile oluşan acı üzerinde çalışma ve duyguları ifade etme süreci. Kişinin, kayba bağlı acısını bastırması yas sürecinin uzamasına neden olur, bunun yerine yaşadığı acıyı etrafındakilerle paylaşması, duygularını ifade etmesi gerekir.• Kaybın üzerinden geçen zaman ile birlikte ölen kişinin kendi yaşamındaki rollerini fark etmek ve bunların olmadığı yeni duruma uyum sağlamak gerekir. Ölen kişinin bulunmadığı bir çevreye uyum sağlama evresinde kişinin yaşadığı değişiklikleri anlamlandırması ve yeni bir yaşam amacı belirlemesi gerekmektedir. Yas sürecinin sağlıklı tamamlanması için bu aşama önemlidir.
• Duygusal anlamda ölen kişi ile ilişkileri yeniden düzenlemek ve yaşama devam etme aşamasında ölen kişi ile ilişkisini sonlandırmak düşüncesi yerine ona ait anı ve duygularını tekrar düzenleyip, gelecek yaşam planlarını ve etkinliklerini olumsuz şekilde etkilemeden devam etmesi amaçlanır. Bu aşama yasın tamamlanmasında en zorlanılan görevdir.

Bu evreler tamamlanmadığında patolojik yas süreci ortaya çıkmaktadır. Normal yastan farklı olarak travmatik yasta ayrılık kaygısı işlevselliği etkileyecek düzeyde tekrarlayıcı ve rahatsız edicidir ve kaybedilen kişiyle ilgili aşırı uğraş vardır. Yasın şu durumlarda bir patoloji haline gelmektedir:
• Kaybı ilk zamanlarda olduğu gibi uzunca bir süre inkâr etmek ya da bastırmak,
• Kayıp hakkında konuşurken çok aşırı ve yoğun duygusal tepkiler vermek,
• Kaybı hatırlatan herkesten ve her şeyden kaçmak,
• Kayıp sonrası hayatı değiştirecek çok büyük değişiklikler yapmak,
• Üzerinden uzunca bir süre geçmesine rağmen ölen kişi hakkında konuşulurken yaşıyormuş gibi şimdiki zaman dilini kullanarak bahsetmek,
• Kaybedilen kişinin eşyalarını uzun süre saklamakta direnmek,
• Günlük söyleşilerde kayıp konusunu sıkça gündeme getirmek ya da olmamış gibi hiç bahsetmemek,
• Kayıptan sonra uzun süreli bir depresyon yaşamak ve normal hayat işlevlerini yerine getirmekte zorlanmak,
• Uzun bir süre hastalık ya da ölümle ilgili çok yoğun korkular yaşamaya başlamak,
• Madde ya da alkol kullanımı ve şiddete başvurma gibi davranışlarda bulunmak,
• Kaybın yıldönümünde çok aşırı yas tepkileri vermek,
• Mezara gitmemek ve dini ritüellerden kaçınmak.

Uzm. Psikolog Çiğdem Kınık

Close

Sign in

Close

Cart (0)

Cart is empty No products in the cart.

Psikologia – Psikolojik Danışmanlık Merkezi

Üsküdar Psikolojik Danışmanlık Merkezi





film izle